İstanbul’un en değerli ekolojik koridorlarından biri üzerinde, Fatih ve Belgrad ormanları arasında yer alan proje alanı, bugüne kadar yerleşime açılmamış ve doğal dokusunu koruyarak gelişmiş bir bölgede konumlanmaktadır. Hiçbir kentsel dönüşüm sürecine dahil olmamış bu alan, orman sınırına komşu bir yaşam önerisi sunar.
Beş etaptan oluşan masterplan, farklı konut tipolojilerinin yanı sıra spor okulu, ticaret birimleri, manej ve rekreasyon alanları gibi tamamlayıcı işlevleri bir araya getirir. Konut blokları, kuzeydeki orman manzarasından en yüksek oranda faydalanacak şekilde konumlandırılmış, doğal ışık, hava sirkülasyonu ve manzara kriterlerine göre yönlendirilmiştir. Üst kotlardaki teraslar da kuzeye doğru açılarak, sakinlerine doğayla sürekli temas kurabilecekleri bir mekansal deneyim sunar.
Deprem Riskine Karşı Yapısal Güvence:
İstanbul’un ikinci derece deprem bölgesinde yer alan proje, yüksek yapı güvenliği hedefiyle sismik izolatör sistemleriyle donatılmıştır. Bu teknoloji, deprem anında ortaya çıkan yatay şokları emerek yapı deformasyonunu önler; böylece yapı ve içerisindeki tüm unsurlar korunur. Taban izolasyonu sayesinde, yapılar sismik olaylardan sonra dahi işlevsel kalacak biçimde tasarlanmıştır.
Doğal Alanlarla Kurgulanan Açık Mekanlar:
Konut bloklarının arasındaki iç meydanlar, çocuk oyun alanları, yansıma havuzları ve oturma üniteleriyle donatılmış aktif rekreasyon alanlarına dönüştürülmüştür. İç yollar boyunca tanımlanan pasif yeşil bantlar ve ormanla bütünleşen açık manej alanı, proje alanının hem biyolojik çeşitliliğini destekler hem de mekânsal ferahlık sağlar.
Yeşil Koridorlar ve Tampon Alanlar:
Proje alanının güneyinde konumlanan ana yol ile konutlar arasına yerleştirilen yeşil buffer zon, hem görsel hem de akustik anlamda bir bariyer görevi görür. Bu yeşil koridor, tüm parseller boyunca devam ettirilerek yapay ve doğal dokular arasında yumuşak bir geçiş sağlanmıştır.