Ege Bölgesi’nin özgün coğrafyası ve yerel mimari ruhundan beslenen Balıkesir Olive Garden projesi, zeytin ağaçlarıyla kaplı tarımsal peyzajın ve doğal topoğrafyanın ortasında Ege mimarisini yeniden yorumlayan çağdaş bir yaşam önerisidir. Havran Deresi’nin çevresinde şekillenen proje, yerle kurduğu duyarlı ilişki ve düşük etki stratejisiyle doğal dokuya uyumlu bir yerleşim modeli sunar.
Yedi farklı konut tipolojisinden oluşan yerleşim, zeytin ağırlıklı kırsal dokunun sürekliliğini bozmadan, dikkatli bir şekilde araziye yerleştirilmiştir. Toplu yapılaşma yerine dağınık, ölçekli ve peyzajla iç içe bir yerleşim kurgusu tercih edilmiş; bu tercih, geleneksel Ege köy yerleşimlerinin ruhunu çağdaş bir dille sürdürmeyi amaçlamıştır.
Masterplan’da yol ve yapı yerleşimi, zeytin ağacının yaprak formlarından esinlenerek tasarlanmıştır. Bu yaprak benzeri geometri, alan genelinde doğal bir akış ve dallanma etkisi yaratmakta; hem görsel sürekliliği güçlendirmekte hem de mikro hareketliliği ve erişilebilirliği desteklemektedir.
Havran Deresi, proje içinde yalnızca doğal bir sınır değil; aynı zamanda mekansal ve sosyal bir omurga olarak çalışır. Dere üzerinde kurgulanan köprüler, yerleşimin iki yakasında yer alan konut alanlarını, konaklama, ticaret, spor ve eğlence gibi işlevlerle bütünleştirir. Bu işlevlerin birleştiği ve projeye hayat veren bir yaşam merkezi, zeytinlikler arasında sosyal bir odak olarak konumlanır.
Mimari vizyonun merkezinde “yaşayan mimarlık” yaklaşımı yer alır—kendi bağlamıyla birlikte büyüyen, toprağa, bitkiye ve kültüre duyarlı, zamanla gelişen bir tasarım anlayışı. Proje, doğa, mimarlık ve insan arasındaki sürekliliği yeniden kurarak, kırsal yaşamı çağdaş, katmanlı ve saygılı bir deneyime dönüştürür.