Verimli topraklarıyla öne çıkan Urla’da konumlanan proje, denize doğru eğimli ve yüksek topografyayı mekânsal bir avantaja dönüştürmektedir.
Arazi kesitleri ve kot analizleri ile çalışılan vaziyet planı, arazinin doğal yapısına uyumlu bir yerleşim kurgusu geliştirmektedir.
Kavramsal Yaklaşım
Proje fikri, İtalya’da yer alan ve Antik Roma’dan günümüze değerini koruyan Toskana bölgesinden esinlenmiştir.
Dağlar ve tepelerle çevrili, deniz kenarında verimli arazilere sahip bu coğrafya, kültürel ve mekânsal sürekliliğiyle dikkat çeker.
Benzer şekilde Türkiye’nin Urla ilçesi de verimli toprakları, denizle kurduğu ilişki ve kültürel pratikleriyle kendine özgü bir kimlik geliştirmiştir. Bu benzerlik, projenin kavramsal çıkış noktasını oluşturmuştur.
Yerleşim Stratejisi ve Yönlenme
Vaziyet planında konutlar, farklı kotlarda denize yönelerek konumlandırılmıştır.
Topografyanın eğimli yapısı bir kısıt değil, tersine bir avantaj olarak değerlendirilmiş; konutlar teraslanarak birbirinin manzarasını kapatmayacak şekilde yerleştirilmiştir.
Fonksiyonel Tasarım
İç ve dış mekan fonksiyonları, manzara deneyimini zenginleştirmenin yanı sıra yüzme, ekim-biçim alanları ve panoramaya yönelen oturma düzenleriyle desteklenmiştir.
Konutlardaki fonksiyonlar, arazinin sunduğu potansiyellere göre şekillendirilmiştir. Kot farklarıyla açığa çıkan alanlar, garaj ve ek yaşam alanları olarak tasarlanmıştır.
Konut Tipolojileri
6+1 konut tipleri, geniş iç ve dış mekan alanlarına ihtiyaç duyan kullanıcılar için geliştirilmiştir.
Böylece proje, topografyanın zorluklarını mimari fırsatlara dönüştürerek doğa, deniz ve verimli topraklarla bütünleşen bir yaşam önerisi sunmaktadır.