İstanbul makroformu içerisinde önemli bir büyüklüğe sahip olan 3,73 km²’lik Oyakkent Master Planı’nın belirlenmiş parsellerinden birinde yer alan bu yapı, kent deneyimi ile markanın temsili kimliği arasında mekansal bir arayüz olarak konumlanır.
Rezidans, ticaret ve satış ofisi fonksiyonlarını içeren bu karma kullanım yapısı; hem yaşam alanı hem de Oyakkent’in kimliğini anlatan bir temsil alanıdır.
Mimari kurgu, orta yoğunlukta bir rezidans bloğunun ticari bir baza ile bütünleşmesini esas alır. İki farklı kotta çalışan bu taban; meydan kotunda yeme-içme ve alışveriş birimlerini içerirken, bir üst kottaki teras ve oturma alanlarıyla sosyal etkileşimi teşvik eder.
Arka cephedeki eğime yerleşen katlarda konutlar ve açık-kapalı spor alanlarıyla sosyal donatılar yer alır. Bu arka alan, daha sakin ve içe dönük bir peyzajla bütünleşir.
LEED standartlarına uygun olarak geliştirilen projede şeffaflık, gün ışığı kullanımı ve kullanıcı odaklı iç mekan organizasyonu ön plandadır.
Kompleksin en dikkat çekici ögelerinden biri olan satış ofisi; üç katlı, rampayla dolaşımı sağlanan, merkezi avlu çevresinde kurgulanan bir yapıdır. İçerisinde toplantı odaları, sergi alanları, maket alanı, örnek daireler, idari birimler, çocuk oyun alanı ve kafeterya gibi çok sayıda temsil ve kullanım fonksiyonu bulunmaktadır.
Üstten gün ışığı alan skylight açıklığı ile maket alanı projenin merkezinde ışıkla vurgulanan bir çekirdek haline gelir.
Rezidans ve satış ofisine girişler ayrı kurgulanmış; kullanıcı gruplarına göre açık ve kapalı otoparklar ayrıştırılmıştır.
Satış ofisi ziyaretçileri yol kenarındaki açık otoparktan erişim sağlarken; rezidans kullanıcıları kapalı otoparka rampa ve drop-off noktası üzerinden ulaşmaktadır.
Bu yapı yalnızca konut satışı ve tanıtımı için değil, aynı zamanda kentsel ölçekte kamusal bir duruş sergileyen, master planın kimliğini kentle paylaşan mekansal bir arayüz olarak düşünülmüştür. Program, ışık ve form yoluyla kentle bir anlatı ilişkisi kurar.