Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te, Mustakillik Caddesi üzerinde yer alan 7.500 m²’lik proje alanı, geçmişte yapılaşmaya konu olmuş bir bölge iken günümüzde yıkım sonrası dönüşüm potansiyeli taşıyan merkezi bir odak haline gelmiştir.
Arazinin bir yanında dere yatağı, diğer yanında ise henüz ağaçlandırılmamış bir park yer almakta; bu bağlamda proje, doğal peyzaj ve kent altyapısı arasında geçirgen bir eşik olarak konumlanmaktadır.
Proje için üç farklı işlev senaryosu geliştirilmiştir: yalnızca ticaret, konut + ticaret ve alternatif bir konut + ticaret kombinasyonu. Seçilen senaryoda, iki rezidans kulesi, ticari bazaların üzerine oturtulmuş ve aralarında bir meydan ile eğime oturan teras sistemleri tasarlanmıştır.
Tasarım, arazinin doğal eğimine ve kentsel merkezle olan yakın ilişkisine dayanır; topografyayı bir problem değil, bir tasarım fırsatına dönüştürür.
Yaya sirkülasyonu; park, dere ve cadde sınırını bir araya getiren basamaklı meydanlar ve teraslarla içe yönlendirilmiştir.
Mustakillik Caddesi’nden geri çekilerek oluşturulan ön alan, araç trafiğinden arındırılmış bir sosyal eşik yaratır.
Zemin ve baza kotlarındaki ticari işlevler (market, restoran, kafe, sinema gibi) aktif bir kamusal yaşam önerirken, üst katlardaki konutlar yeşil aksa ve kent manzarasına yönlendirilmiştir.
Proje, mevcut park alanını bir kamusal uzantı olarak ele alarak kentsel geçirgenliği ve sosyal kullanımı güçlendirmeyi amaçlar.
Ağaçlandırma ve dere aksında planlanan doğal tampon bölgelerle proje, yeşil bir merkez oluşturarak kent dokusuna nefes aldırır.
Aynı zamanda, yol, tren hattı ve reklam panosu gibi kentsel eşiklerle görsel ve fiziksel ilişkiler kurarak hem yerel bir simge hem de kent ile kullanıcı arasında bir arayüz olmayı hedefler.