Gelenekle Moderni Buluşturan Kültürel Bir Sembol
Taşkent’te konumlanan Özbekistan Ulusal Kütüphanesi Projesi, mimari mirası geleceğe taşıyan kültürel bir yapı olarak tasarlanmıştır. Anıtsal bir giriş aksı ve kullanıcı dostu mekânsal organizasyonla kurgulanan yapı, sirkülasyon, enerji verimliliği ve mekansal konforu öncelikli tasarım ilkeleri olarak benimser.
Kütle Yerleşimi ve Mekansal Kurgu
Kütle yerleşimi üç ana stratejiyle şekillendirilmiştir:
1. Eyvanlı Meydan Kurgusu – Semerkand meydanlarından ilham alınarak tasarlanan merkezi avlu, çevresindeki yapılarla birlikte kamusal bir merkez oluşturur. Tüm girişler bu ortak alana yönlendirilmiştir.
2. Parçalı Yerleşim – Buhara’nın mimari dokusunu referans alan bu kurgu, farklı işlevlere sahip yapıların bağımsız kütleler halinde ele alınmasını sağlar. Böylece hem işlevsel ayrışma hem de maksimum doğal ışık kullanımı mümkün hale gelir.
3. Dolu-Boş Dengesi – Özbekistan’ın yapısal ve peyzaj dokusu incelenerek açık, kapalı ve yarı açık alanlar dengeli şekilde kurgulanmıştır. Cephe açıklıkları, tarihi kent ölçeğinden esinle tanımlanmış; yapıya hem ritmik bir kompozisyon hem de kimlik kazandırılmıştır.
Cephe ve Kültürel Referanslar
Yapının cephesi, Özbek kültürünün simgesel ve malzeme temelli unsurlarına atıfta bulunur. Sekiz köşeli yıldız, turkuaz renk ve yerel motiflerin soyutlanmış formları çağdaş tekniklerle yorumlanmıştır. Bu yaklaşım, kültürel aidiyet ile çağdaş estetik arasında güçlü bir köprü kurar.
Sonuç
Özbekistan Ulusal Kütüphanesi yalnızca bir bilgi merkezi değil; aynı zamanda yer, kültür ve kamusal alan kavramlarını yeniden yorumlayan bir mimari simge olarak öne çıkmaktadır.